Finlandiya'nın Masalsı Ormanlarını Yakından Objektifine Yakalayan Fotoğrafçı İle Röportaj
Ossi Saarinen, 21 yaşında doğa aşkı ve fotoğrafçılık becerilerini birleştiren bir fotoğrafçıdır. Finlandiya'nın gizemli ormanlık alanlarını merak eder ve yaşayan vahşi hayvanların mükemmel anlarını yakalar. Tilkiler, geyikler, kızıl sincaplar, ayılar ve diğer hayvanlar, Saarinen'in yetenekli bakış açısına yakalandı. Vahşi yaşam fotoğrafçısı, onları en sevimli ve samimi bir şekilde sunmak için bu büyüleyici hayvanlarla yakın temas kurar.
Finlandiya, çeşitli türlerin doğal yaşam alanları olan göller, tundralar ve ormanlar gibi el değmemiş pek çok güzellik bakımından zengindir. Saarinen manzarayı fotoğraflamak için bolca zaman ayırır, utangaç yaratıkların kendilerini göstermesini sabırla bekler. Sonuçlar bir peri masalından çıkmış gibi görünüyor.
Vahşi yaşam fotoğrafçılığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Saarinen ile bir röportaj yaptık. İşte burada.
Fotoğrafa olan yoğun ilginiz ne zaman başladı?
İlk çektiğim fotoğraf 2015 yılında bir DSLR ile çekilmişti ve tam o anda aşık oldum. Bahçemdeki bir kuşu çekmiştim. İlk başta her şeyin fotoğrafını çekiyordum ama sonra doğa ve hayvanlar benim tek modelim oldu.
Sizi vahşi yaşamı fotoğraflamaya teşvik eden nedir?
Çocukluğumdan beri her zaman doğaya ve özellikle hayvanlara büyük ilgi duyardım. Şahit olduğum o çarpıcı anları kameramla kaydetmeye ve paylaşmaya başladım.
Vahşi yaşam fotoğrafçılığı, zorlu olmasıyla diğer türlerden ayrılır. Arzu ettiğim kareyi yakaladığım sürece sabırla saatlerce beklemenin bir önemi yok.
Orman hayvanlarına yaklaşmak zor olmalı, size nasıl bu kadar güveniyorlar?
Sabırla hareket ediyorum. Önce onları uzaktan izliyorum. Sonra her gün onlara biraz daha yaklaşmaya çalışıyorum. Zamanla insan, hayvanların bir insanın varlığına nasıl davrandığını öğrenir. Orada hızlı hareketlere veya yüksek sesle hareket etmeye izin verilmez. Zaman geçtikçe bana daha çok güveniyorlar ve yaklaşmama izin veriyorlar.
En çok hangi hayvanın fotoğrafını çekmekten keyif alıyorsunuz?
Özellikle genç olan tilkilere bayılırım. Çok zeki yaratıklar, hayatlarını daha ilginç kılan da bu. Genç yavruların büyüdüğünü ve yuvalarından ayrıldığını görmek, onları bu kadar yakından gözlemleyebildiğim için kendimi çok şanslı hissettiriyor. Ayrıca genç tilki yavruları çok güzeldir ve turuncu tüyleri yetişkin tilkileri oldukça yakışıklı kılar.
Bize belirli bir hayvanla komik bir karşılaşma anı anlatabilir misin?
Olağanüstü bir an düşünemiyorum. Çoğunlukla her şeyin yanlış gittiği günler aklıma geliyor ve onlara gülüyorum. Bir gün sabahın erken saatlerinde bir tilki yuvalama alanına gittim. Tilkilerin kendini göstermesi için yaklaşık 6 saat bekledim. Kıpırdamamalı ve ses çıkarmamalıydım, yoksa korkarlardı. Bu arada sivrisinekler beni ısırıyordu ve çaresizdim. Saatler sonra tilkilerden sadece birini görebildim, bu yüzden pes ettim ve eve döndüm. Bu esnada sivrisinekler ellerimi o kadar ısırmıştı ki, davul gibi şiştikleri için parmaklarımla fotoğraf çekmek imkansızdı. Ayrıca hava o kadar soğuktu ki neredeyse el ve ayak parmaklarımı hissetmiyordum.
Genç vahşi yaşam sanatçıları veya bu alanla ilgilenenler için herhangi bir tavsiyeniz var mı?
Mümkün olduğunca, özellikle öğlen yerine sabahın erken saatlerinde veya akşam geç saatlerde dışarı çıkmaları gerekir. Tetikte olmaları, duyularını açık tutmaları gerekiyor. Dikkat edildiğinde, büyük şehirlerde bile ne kadar çok canlının var olduğu fark edilir. Büyük lenslere veya pahalı kameralara gerek yok. Telefonlarıyla başlayabilir, yetersiz olduğunu düşündüklerinde ardından gerçek bir kamera satın alabilirler.
Sabırla hayvanlara ve doğaya zaman ayırmaları gerekir. Beklemek, kişinin konu hakkında daha fazla şey öğrenmesine ve daha ilginç anları yakalamasına yardımcı olur. Ne kadar çok farklı fotoğraf çekerlerse o kadar iyi, o zaman mükemmel olanları seçmekte özgür olacaklar ve bir dahaki sefere neyin işe yaradığını bilecekleri için onlar için daha kolay olacak.
